DOĞA
Dört unsur okültizmde ve birçok tradisyonda maddenin dört hali olarak kabul edilen toprak, su, hava ve ateş dörtlüsüne verilen addır. Bu kavrama pek çok tradisyonda rastlanmaktaysa da kavram Hint, İbrani, Kelt, Dogon tradisyonlarında ve İsmailî ezoterizminde daha ayrıntılı bir şekilde ele alınır.
Dört unsur kavramı, genellikle, kimi inanışlarda yaratılışı ifade etmek üzere, kimi inanışlarda ise maddi evrenin farklı süptillik derecelerindeki ortamlarını ifade etmek üzere kullanılmıştır. Bu kavramı sembolizmde kullanan iç (ezoterik) simyacılara göre, toprak fiziksel planın (ortamın, alemin), su enerjetik planın, hava psişik planın ve ateş mantal (zihinsel) planın sembolüdür. Dört unsur derecelendirildiğinde, en üstte veya en süptil olarak gösterilen ateştir, en aşağıdaki ya da en kaba olanı ise topraktır. Dört unsur içinden genellikle, ateş, ruhu; hava ve su, süptil planları; toprak fiziksel ortamı simgeler.
Dört unsurun birbirlerine kıyasla nitelikleri şöyle açıklanır:
Batı simyasında dört unsurun ve tüm minerallerin esasının aynı olduğu, hepsinin de yaratılan madde cevherinin saf (el değmemiş, ruhsal tesire henüz maruz kalmamış), şekillenmemiş asli hali denebilecek ilk maddeden türediği kabul edilir. Bu ilk madde, fiziksel planda dört unsur halinde farklılıklar gösterecek halde tezahür etmeden önce, süptil planda tezahür eder ki, kimi simyacılara göre bu süptil tezahüre ya da bu süptil madde cevherine beşinci unsur (quintessence) denilebilir. Tezahür etmiş (maddi) alemin beş unsurdan oluştuğu kabul edilen ve ilk maddeyi (prakriti) beşinci unsurdan ayırt eden Hindu inancında ise, beşinci unsur esîr anlamında ele alınır (akaşa) denir.
Doğa; tabiat, çevre, maddesel dünya.
Doğa, kendini sürekli olarak yenileyen ve değiştiren, canlı ve cansız maddelerden oluşan varlıkların hepsini kapsar. İnsani faktörler etkin değildir. Madde ve enerji unsurlarından oluştuğu kabul edilir. İnsan etkinliğinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç; canlı ve cansız maddelerden oluşan varlığın tümünü ifade eder. Bazen sadece; insan eliyle büyük değişikliğe uğramamış doğal güzelliklerini koruyan, genellikle kent dışı kesimi anlatmakta kullanılır.
Doğa kelimesi latince “doğuştan gelen eğilim, temel” anlamına gelen natura sözcüğünden gelmektedir.[1]
Dünya, bilinen üzere evrende tek yaşam formuna ev sahipliği yapan gezegendir ve doğal özellikleri, birçok bilimsel araştırma alanının çalışma konusudur. Güneş sistemi içerisinde, hacimsel büyüklükte beşinci, güneşe yakınlıkta ise üçüncü sıradadır. En belirgin İklim özelliği, birbirlerine zıt iki kutup bölgesinin olması, bu bölgelerin arasında iki nispeten dar ılıman kuşakların ve bir tane geniş ekvatoral (tropikal–subtropikal) bölgesinin olmasıdır.[2]
Orijinal koşulların izlerini bırakan jeolojik ve biyolojik süreçlerle gelişmiştir dünya. Dış yüzey kademeli olarak hareket halinde olan tektonik plakalara ayrılmıştır. İç bölüm, kalın bir manto tabakası ve manyetik bir alan oluşturan demir dolu bir çekirdek ile aktiftir. Bu demir çekirdek katı bir iç faz ve sıvı dış fazdan (mantodan) oluşur. Çekirdekteki konvektif hareket, dinamo hareketi ile elektrik akımları üretir ve bunlar da jeomanyetik a lanı oluşturur.[3]
Jeoloji, dünya'yı oluşturan katı, sıvı ve gaz hallerindeki maddenin araştırılma çalışmalarıdır. Jeoloji disiplini, dünya malzemelerinin bileşimi, yapısı, fiziksel özellikleri, dinamikleri ve tarihi ile bunların oluşma, taşınma ve değişme (değişime uğrama) süreçlerini kapsar. Alan önemli bir akademik disiplindir ve aynı zamanda mineral ve hidrokarbon çıkarımı, doğal tehlikeler, bazı Jeoteknik mühendislik alanları hakkında bilgi ve geçmiş iklimler ve ortamları anlama açısından da önemlidir.
![]() |
Çevre ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |
Beşinci unsur (quintessence) kavramı birçok tradisyonda mevcut bir kavram olup, terim, maddenin dört unsur olarak kabul edilen ateş, hava, su ve toprak hallerinden daha farklı olan, algılanamayan halini ifade etmek üzere kullanılır.
Terim, Batı’da bu anlamda ilk kez Aristo tarafından kullanılmıştır. Aristo, dört unsurun ötesindeki süptil maddeyi (esîr) ifade etmek üzere quinta essentia (beşinci unsur) terimini ortaya atmıştır. Maddenin esîr hali Aristo'dan çok daha önce Orfe öğretisinde aether terimiyle ifade edilmekteydi. Pisagor da Orfe gibi aether’i maddenin süptil hali olarak görmüş, fakat onu Aristo gibi bir unsur olarak değerlendirmemiştir. Pisagor’a göre beşinci unsur diğer dört unsura hükmeden ruhtu, yani beşinci unsur adı ancak evrene canlılık ve yaşam kazandıran ruha yakıştırılabilirdi. Günümüzde,Batı Okültizm’inde de, Teozofi’de de beşinci unsur esîr (ether) anlamında ele alınmaktadır. Hinduizm’de esîr anlamında ele alınan beşinci unsura akaşa denir.
![]() |
Kimya ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |
![]() |
Felsefe ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |